Bir yerim ağır ağır ağırır
Çıkar gelirsin fırtınalardan
Düşerim,elimden tutarsın
Yürüdüğümüz yollar bizim
Düştüğümüz kuyular da bizim
Sen züleyhasın
Ben yusuf’muyum?!..”
Ay’ı sordum yıldızlara
Bu gece ansızın bir yıldız penceremden
Usulca odama girdi
Korkmuşum,terlemişim
Ay’ı sordum yıldızlara
Gök gürlemesi ile yıldız
Odamdan çıkıverdi
Yıldızım aya koştu
Ben de sana Leylâ!..
Sen güneş’e tutun
Sen güneş’e tutun
beni yıldızlara bırak
sen bulutlarla ol
beni yağmurlara sal.
Sen-ben bakacakmıyız?
HATAY’da orman yanar
Sen-ben bakacakmıyız
Nehirler akar
Sen-ben bakacakmıyız?
Akdeniz enerji havzası
Sen-ben bakacakmıyız?
Vatan dağ’dır,ova’dır
Vatan can’dır,kan’dır
Can verir vatan
kan verir vatan
Sen ben bakacakmıyız?
Üşüyorum Anne
Güneşi yüreğime koy
Üşüyorum anne
Yıldızlar yoldaşım olsun
Yalnızım anne
Bir ormanda
Bir cılız fidanım
Anne dua yağdır üstüme…
Adem Olmayınca
Aç kaldım, açıklara daldım
Kendimi Mevlâma saldım
Asmadan üzüm aldım
Kök saldım, köksüzlere bakmadım
Bir fidan gibi, tohum saldım
Yeşerdin, meyveye durdun
Hazırdı senin için yurdun
Bıyıkların terli,
Mezarın başındayım
Kelepçeli bileklerim
Yanık yüreklerim
Candarma izin ver
Toprağı küreklerim
Mezarın başındayım
Volta vurulmaz
Giden can gardaşım
O’na doyulmaz
Candarma gölgem gibi
Kelepçeli bileklerim
Yanık yüreklerim
İmam yasin okur
Cemaat kendi tasasında
Ölüm geldi gelecek
Mahkümlar maltada
Ölmek istersin bilirim
Elinde değil…
Ölüm geliyor
Ölüm geliyor an be an
Bu ne hâl eski hâl
dönen devran eski devran
Su tası yorgun
Su çeşmesi solgun
ölüm içimizde en diri
Bir anlasak
Ölüm dalga dalga geliyor
Kayıkçı küreği kime çekiyor?!..
Gitme Yanımda Kal Çocuk
Gitme, yanımda kal çocuk her daim çocuk kal
Manolya ağacı gibi beyaz beyaz çiçeklerin açsın
Ihlamur ağacı gibi kokuların saçsın
Vişneye benzetemem seni
Her daim kiraz kal
Mevsimlere dargınım
Mevsimsiz baharların olsun
Ne çabuk unuttuk Kabil de Hikmet Yar
Filistinde Yaser Arafat
Pakistanda Ziya Ül Hak
Bir mevsim gibi avucumuzdan uçup gittiler mi
O rüzgar bizden miydi
Yoksa bize estirilen miydi
Bir yanda Necip
Bir yanda Nazım
Öbür yanda Molla Kasım
Arkalarına saf saf olup
Saflar bizler miydi
Yüreğim yangın yeri
Su dökme istemem
Ruhum öfke deposu
Dinamit koyma istemem
Hep bir şafak vakti geliyorlardı
Kim getiriyordu ve kim götürüyordu
Ömrüm sorular şelalesinde çırpınarak geçti
Tutabilseydim ömrümü her şeyi dondururdum
Geçenler geçti gitti
Kalanlar kaldı bitti
Şimdi bir başka yolculuk var
Ne beyaz mendil ne kırmızı gül
Vedalaşmanın arifesindeyiz
Sırtımda yük sepetim
Koşuyorum,
Benim Babam
Babam benim çavuştu
Hem de BAŞ çavuş
Tankları vardı
Askerleri evlât gibi
Babam benim çavuştu
Hem de baş çavuş
Çalışırdı amele gibi
Emele varmak için
Parfüm bilmez
Tatil bilmezdi
Birtek yenice cigarası vardı
Tüttürürdü,