“Dede ben Ayşe ,torununum. On iki yıl “Dedem” diye diye çığırdım. Derdin ki ”Ayşem benim”. Şimdi ayrılık vakti. Bak, beni ellerinle toprağa veriyorsun. Toprak “almam”demiyor. Sen”vermem”diyemiyorsun? Yolculuk bu…Anadolu Kavağında yerimi ayırmışsın. Yavuz Sultan Köprüsü hemen yanı başımda. Bilerek mi organize ettin? Zaten dünya ahirete uzanan bir köprü değil mi? Bu dünyada 4380 gün yaşadım.Yeter.Şimdi Hz. Ayşe validem ile buluşma vakti. Seni seviyorum. Ama, Hz. Ayşe annemi sizden ve kendimden daha fazla seviyorum. Biliyorum kıskanmıyorsun. Her bildiğimi siz öğrettiniz.Hüzünlü yüzünü görüyorum. Soğuk ve ayaz,içinizin ateşini söndürememiş. Belli. Ne çare!.. Çağrıldım ve gidiyorum…”
Halil Göl ve Uzun yıllar Millî gazete reklam ve ilân müdürlüğü icra etti. Dostluğumuz 1973’lere dayanıyor. Kayın biraderi İsmail’de sayın Cumhurbaşkanımızın 50 yıllık kapı komşusu. Cenaze namazları 50 yıllık dost birikimlerini bir havuzda topluyor. Halil Göl ve kardeşimin 12 yaşında Hak’ka yürüyen torunu Ayşe’mizi 15 Şubat 2020’de Anadolu kavağında kabristana uğurladık. Nejdet Kutsal, Mehmet Avcı, Ali Turan, Bayram kardeşlerimle hasret giderdik. Anadolu kavağında mezarlıklar müdürlüğü adeta bir sanat eseri meydana getirmişler. Hem dünya, hem ahiret işte burada. Otur, saatlerce tefekkür. Ölüm, bir yol. İnsan yolcu. Yürüyoruz. Bilmeden ecelin vaktine yürüyoruz.